Sinemaya dair

Reklam

Reklam




     The Danish Girl daha önce Oscar ödülüyle buluşmuş iki kişiyi bir araya getiriyor. The King's Speech filmiyle Oscar kazanan ünlü yönetmen Tom Hooper ve geçen yıl  The Theory of Everything (2014) filminde başarıyla canlandırdığı Stephan Hawking rolüyle Oscar'a uzanan  Eddie Redmayne, Sefiller filminden sonra birkez daha bir araya geliyorlar.  Ayrıca bu yıl altı farklı filmde rol alan ve Ex Machina filmiyle büyük beğeni toplayan Alicia Vikander'in de başrollerde olması, yılın ve Oscar ödüllerinin konuşulan filmlerinden olmasına katkı sağlıyor. Öyle ki film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Kostüm, En İyi Yapım Tasarımı dallarında Oscar'da adaylıklar kazanmış durumda.

     İlk olarak 2000 yılında David Ebershoff tarafından roman olarak kaleme alınan The Danish Girl, 1920'lerin Kophenhag'ında erkek olarak doğmasına rağmen kendini bir kadın gibi hisseden ama bunu çevresindekilere farkettirmemeye çalışan Einar Wegener'in hayatını konu alıyor.  The Theory of Everything filminde olduğu gibi bu filmde de Eddie Redmay yine olağan dışı bir kakarakteri,  Einar Wegener'i canlandırıyor.  




       Einar Wegener her ne kadar erkek olarak doğmuş olsa da içinde bir yerlerde kadınlık duygusunu saklamaktadır. Böyle hissetmesine rağmen yine kendi gibi ressam olan Gerda ile evlidir. Hayatlarının büyük bölümünü resim yaparak geçirirler. Birgün bir kadın resmi çizmek için Gerda, Einar'a kadın kostümü giydirir ve başarılı bir resim çizer ama aynı zamanda da kocasının bastırmaya çalıştığı duyguların alevlenmesine neden olur. Einar bu durumu karısına belli etmemeye çalışsa da Gerda aslında onun kadın kostümü giymesinden haz duyar. Hatta bir ara Einar'a kadın kostümü giydirip Lili olarak bir davete götürür. Ama Einar, Lili karakterini o kadar benimsemiştir ki sürekli bu şekilde dolaşmaya başlar. Gerda artık bu durumdan rahatsız olmaya başlar ama geri dönülmez bir yola girmişlerdir artık. 

       Sonuç olarak Einar veya Lili tarihteki cinsiyet değiştiren ilk erkek olmuştur ve bunu karısı Gerda'nın büyük destekleriyle başarmıştır. O dönemin koşullarında hastalık olarak görülmesine rağmen Einar'ın bu girişimi o döneme ve sonrasına büyük bir ilham kaynağı olmuş ve onlarca insan cinsiyet değiştirerek esas bedenlerine kavuşmuşlardır. Filmin büyük bölümü kurgudan oluşsa da gerçek bir hikayeye dayanmaktadır, fedakarlığın ne demek olduğunu anlatan şahane bir hikayeye.

The Danish Girl - Danimarkalı Kız




     The Danish Girl daha önce Oscar ödülüyle buluşmuş iki kişiyi bir araya getiriyor. The King's Speech filmiyle Oscar kazanan ünlü yönetmen Tom Hooper ve geçen yıl  The Theory of Everything (2014) filminde başarıyla canlandırdığı Stephan Hawking rolüyle Oscar'a uzanan  Eddie Redmayne, Sefiller filminden sonra birkez daha bir araya geliyorlar.  Ayrıca bu yıl altı farklı filmde rol alan ve Ex Machina filmiyle büyük beğeni toplayan Alicia Vikander'in de başrollerde olması, yılın ve Oscar ödüllerinin konuşulan filmlerinden olmasına katkı sağlıyor. Öyle ki film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Kostüm, En İyi Yapım Tasarımı dallarında Oscar'da adaylıklar kazanmış durumda.

     İlk olarak 2000 yılında David Ebershoff tarafından roman olarak kaleme alınan The Danish Girl, 1920'lerin Kophenhag'ında erkek olarak doğmasına rağmen kendini bir kadın gibi hisseden ama bunu çevresindekilere farkettirmemeye çalışan Einar Wegener'in hayatını konu alıyor.  The Theory of Everything filminde olduğu gibi bu filmde de Eddie Redmay yine olağan dışı bir kakarakteri,  Einar Wegener'i canlandırıyor.  




       Einar Wegener her ne kadar erkek olarak doğmuş olsa da içinde bir yerlerde kadınlık duygusunu saklamaktadır. Böyle hissetmesine rağmen yine kendi gibi ressam olan Gerda ile evlidir. Hayatlarının büyük bölümünü resim yaparak geçirirler. Birgün bir kadın resmi çizmek için Gerda, Einar'a kadın kostümü giydirir ve başarılı bir resim çizer ama aynı zamanda da kocasının bastırmaya çalıştığı duyguların alevlenmesine neden olur. Einar bu durumu karısına belli etmemeye çalışsa da Gerda aslında onun kadın kostümü giymesinden haz duyar. Hatta bir ara Einar'a kadın kostümü giydirip Lili olarak bir davete götürür. Ama Einar, Lili karakterini o kadar benimsemiştir ki sürekli bu şekilde dolaşmaya başlar. Gerda artık bu durumdan rahatsız olmaya başlar ama geri dönülmez bir yola girmişlerdir artık. 

       Sonuç olarak Einar veya Lili tarihteki cinsiyet değiştiren ilk erkek olmuştur ve bunu karısı Gerda'nın büyük destekleriyle başarmıştır. O dönemin koşullarında hastalık olarak görülmesine rağmen Einar'ın bu girişimi o döneme ve sonrasına büyük bir ilham kaynağı olmuş ve onlarca insan cinsiyet değiştirerek esas bedenlerine kavuşmuşlardır. Filmin büyük bölümü kurgudan oluşsa da gerçek bir hikayeye dayanmaktadır, fedakarlığın ne demek olduğunu anlatan şahane bir hikayeye.

Reklam

| Tema Sahibi Colorlib | Tema Düzenleme Html Evi