Sinemaya dair

Reklam

Reklam



Yaşadığımız dünyanın sınırları ne olursa olsun, bu sınırlar bizim için hep en son noktadır. Aklımız öğrendiğimizden daha fazlasını hayal edemez aslında. Bize var olduğu dayatılan sınırlar aslında bizim de kabullendiğimiz sınırlardır. Filmimiz de bu durumu farklı bir hikayeyle beyazperdeye aktarıyor. Emma Donoghue'ın aynı adlı romanından uyarlanan filmin yönetmenliğini ise Lenny Abrahamson yapıyor. Bu filmle beraber En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'ne uzanan Brie Larson ise aldığı ödülün hakkını sonuna kadar veriyor. Depresif ve klostrofobik bir ortamda yaşamaya maruz bırakılan bir kadının çocuğuna annelik yapmaya çalışmasını anlatılan filmde Brie Larson, aslında bazı olayları çocuklarına makul bir dille anlatmaya çalışan bütün anneleri temsil ediyor. Elbette ki o yaşlardaki bütün çocuklar meraklı olurlar ama her şey olduğu gibi anlatılmaz. Ama bu filmde bir farklılık var ki bu 5 yaşındaki çocuk, normal büyüyen çocuklara göre daha az bilgiye sahip.

Genç yaşlarında bir psikopat tarafından kaçırılan Joy (anne), sadece tavanında  pencere olan bir kulübeye kapatılır ve bu kulübeye sadece şifreyle girilmektedir. Joy'un, bu kulübeye kapatıldıktan sonra ona tacavüz eden psikopattan Jack adında bir çocuğu olur ve bu çocuğun beşinci yaş gününü kutlamasıyla film başlar. Beş yaşına kadar kulübenin dışına hiç çıkmamış olan Jack, dış dünya hakkında hiçbir fikri yoktur. Bütün dünyanın o odadan ibaret olduğunu düşünür daha doğrusu yaşı daha küçük olduğu için annesi onu böyle olduğuna inandırmıştır. Televizyonda gördüklerini ise gerçek olmayan sihirli bir dünya olarak öğrenmiştir ve odanın dışının uzaydan ibaret olduğunu düşünür. Beş yaşına geldiğinde ise annesi Jack'in bazı şeyleri anlayabileceği yaşa geldiğini düşünerek dış dünya hakkında bazı gerçekleri anlatmaya başlar fakat ilk öğrendiklerine sıkı sıkıya inanmış olan Jack, annesinin bu anlattıklarına başta inanmaz ve büyük tepkiler verir. Burada filmin aktarmaya çalıştığı karakter çözümleri aslında tamamen sembolik yapıda. Tamamına yakını bu küçük çocuğun gözünden anlatılan hikaye, aslında kendimize ve çevremize baktığımızda araştırmanın ve kendini geliştirmenin aşılanmadığı bilinçlerin nelere sebep olabileceğini gösteriyor. Küçük bir çocuk olması nedeniyle yıkıcı sonuçlara varmayan bu tepkiler aslında annesinin de bazı şeylerin farkına varmasına neden oluyor.

 

Bu küçük odada günlük rutinlerini gerçekleştiren bu ikili kendilerini eğlendirecek birçok uğraş da bulabiliyorlar yumurta kabuklarından yumurta yılan  yapmak gibi. Yaşadıkları dünyanın fiziksel sınırları ne kadar sınırlı olursa olsun okudukları ve televizyondan öğrendikleriyle sınırsız bir hayal dünyası kurarlar kendilerine ama bu hayal dünyası bizim bildiğimiz gerçeklerden çok uzaklardadır. 

Joy'u bu odaya kapatan psikopat, arada sırada yiyecek getirir, gece kadınla yatar ve o içeri gireceği zaman Joy, her zaman çocuğu elbise dolabına kapatır. Joy, bu beş yıllık süre boyunca çocukla bu adamı hiçbir zaman karşı karşıya getirmez. Ama bir gece kadınla birlikte olduktan sonra adam yatakta uyurken, Jack kaldığı dolaptan dışarı çıkar ve adama yaklaşır. Adamın da uyanıp Jack'le karşılaştığını fark eden Joy, büyük tepki verir çünkü çocuğunun dış dünyadan tanışacağı ilk kişinin bu psikopat olmasını istemez. Bu olaydan sonra bazı şeylerin farkına varan Joy, sonsuza kadar işlerin böyle gitmemesi gerektiğini düşünür ve dışarı çıkmanın yollarını aramaya başlar. 


Film aslında hayatı küçük bir odada tanımaya başlayan bir çocuğun gerçek dünyayla karşılaştığında karşılaşabileceği durumu gözler önüne seriyor. Dış dünyayı sadece tavandaki pencereden görebilen Jack, aslında gördüklerinden ve annesin anlattıklarından daha büyük bir dünyanın varlığıyla karşı karşıya kalır. Her ne kadar bu odada yaşadığı dünya küçük olsa da mutlu bir çocukluk geçirmiştir fakat dışarıda onu üzecek birçok olayla karşılaşır. Dışarı çıktığından itibaren doğup büyüdüğü bu odaya geri dönme hayaliyle yaşasa da filmde bu isteğin bu odada mutlu bir çocukluk geçirdiğinden dolayı mı yoksa her insanın içinde var olan doğup büyüdüğü ve alışık olduğu yere dönme isteğinden mi kaynaklanıyor tam olarak hissedilmiyor. Ama bir gün bu odaya ziyaret amaçlı geri döndüğünde küçüklüğünün bütün dünyasını oluşturan bu oda onun için artık küçülmüştür. Aslında oda küçülmemiş Jack'in dünyası büyümüştür. 



Küçük Bir Çocuğun Koskocaman Dünyası - Room



Yaşadığımız dünyanın sınırları ne olursa olsun, bu sınırlar bizim için hep en son noktadır. Aklımız öğrendiğimizden daha fazlasını hayal edemez aslında. Bize var olduğu dayatılan sınırlar aslında bizim de kabullendiğimiz sınırlardır. Filmimiz de bu durumu farklı bir hikayeyle beyazperdeye aktarıyor. Emma Donoghue'ın aynı adlı romanından uyarlanan filmin yönetmenliğini ise Lenny Abrahamson yapıyor. Bu filmle beraber En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'ne uzanan Brie Larson ise aldığı ödülün hakkını sonuna kadar veriyor. Depresif ve klostrofobik bir ortamda yaşamaya maruz bırakılan bir kadının çocuğuna annelik yapmaya çalışmasını anlatılan filmde Brie Larson, aslında bazı olayları çocuklarına makul bir dille anlatmaya çalışan bütün anneleri temsil ediyor. Elbette ki o yaşlardaki bütün çocuklar meraklı olurlar ama her şey olduğu gibi anlatılmaz. Ama bu filmde bir farklılık var ki bu 5 yaşındaki çocuk, normal büyüyen çocuklara göre daha az bilgiye sahip.

Genç yaşlarında bir psikopat tarafından kaçırılan Joy (anne), sadece tavanında  pencere olan bir kulübeye kapatılır ve bu kulübeye sadece şifreyle girilmektedir. Joy'un, bu kulübeye kapatıldıktan sonra ona tacavüz eden psikopattan Jack adında bir çocuğu olur ve bu çocuğun beşinci yaş gününü kutlamasıyla film başlar. Beş yaşına kadar kulübenin dışına hiç çıkmamış olan Jack, dış dünya hakkında hiçbir fikri yoktur. Bütün dünyanın o odadan ibaret olduğunu düşünür daha doğrusu yaşı daha küçük olduğu için annesi onu böyle olduğuna inandırmıştır. Televizyonda gördüklerini ise gerçek olmayan sihirli bir dünya olarak öğrenmiştir ve odanın dışının uzaydan ibaret olduğunu düşünür. Beş yaşına geldiğinde ise annesi Jack'in bazı şeyleri anlayabileceği yaşa geldiğini düşünerek dış dünya hakkında bazı gerçekleri anlatmaya başlar fakat ilk öğrendiklerine sıkı sıkıya inanmış olan Jack, annesinin bu anlattıklarına başta inanmaz ve büyük tepkiler verir. Burada filmin aktarmaya çalıştığı karakter çözümleri aslında tamamen sembolik yapıda. Tamamına yakını bu küçük çocuğun gözünden anlatılan hikaye, aslında kendimize ve çevremize baktığımızda araştırmanın ve kendini geliştirmenin aşılanmadığı bilinçlerin nelere sebep olabileceğini gösteriyor. Küçük bir çocuk olması nedeniyle yıkıcı sonuçlara varmayan bu tepkiler aslında annesinin de bazı şeylerin farkına varmasına neden oluyor.

 

Bu küçük odada günlük rutinlerini gerçekleştiren bu ikili kendilerini eğlendirecek birçok uğraş da bulabiliyorlar yumurta kabuklarından yumurta yılan  yapmak gibi. Yaşadıkları dünyanın fiziksel sınırları ne kadar sınırlı olursa olsun okudukları ve televizyondan öğrendikleriyle sınırsız bir hayal dünyası kurarlar kendilerine ama bu hayal dünyası bizim bildiğimiz gerçeklerden çok uzaklardadır. 

Joy'u bu odaya kapatan psikopat, arada sırada yiyecek getirir, gece kadınla yatar ve o içeri gireceği zaman Joy, her zaman çocuğu elbise dolabına kapatır. Joy, bu beş yıllık süre boyunca çocukla bu adamı hiçbir zaman karşı karşıya getirmez. Ama bir gece kadınla birlikte olduktan sonra adam yatakta uyurken, Jack kaldığı dolaptan dışarı çıkar ve adama yaklaşır. Adamın da uyanıp Jack'le karşılaştığını fark eden Joy, büyük tepki verir çünkü çocuğunun dış dünyadan tanışacağı ilk kişinin bu psikopat olmasını istemez. Bu olaydan sonra bazı şeylerin farkına varan Joy, sonsuza kadar işlerin böyle gitmemesi gerektiğini düşünür ve dışarı çıkmanın yollarını aramaya başlar. 


Film aslında hayatı küçük bir odada tanımaya başlayan bir çocuğun gerçek dünyayla karşılaştığında karşılaşabileceği durumu gözler önüne seriyor. Dış dünyayı sadece tavandaki pencereden görebilen Jack, aslında gördüklerinden ve annesin anlattıklarından daha büyük bir dünyanın varlığıyla karşı karşıya kalır. Her ne kadar bu odada yaşadığı dünya küçük olsa da mutlu bir çocukluk geçirmiştir fakat dışarıda onu üzecek birçok olayla karşılaşır. Dışarı çıktığından itibaren doğup büyüdüğü bu odaya geri dönme hayaliyle yaşasa da filmde bu isteğin bu odada mutlu bir çocukluk geçirdiğinden dolayı mı yoksa her insanın içinde var olan doğup büyüdüğü ve alışık olduğu yere dönme isteğinden mi kaynaklanıyor tam olarak hissedilmiyor. Ama bir gün bu odaya ziyaret amaçlı geri döndüğünde küçüklüğünün bütün dünyasını oluşturan bu oda onun için artık küçülmüştür. Aslında oda küçülmemiş Jack'in dünyası büyümüştür. 



Reklam

| Tema Sahibi Colorlib | Tema Düzenleme Html Evi